MİRAS VE KİŞİLER HUKUKU

Borç İçerisindeki Miras Reddedilebilir mi?

14 Mayıs 2024 Yorum (0) 6601 Görüntüleme
6601

Türk Medeni Kanunu gereğince miras; miras bırakanın ölümüyle birlikte tüm hak, alacak ve borçları ile birlikte bir bütün olarak kendiliğinden mirasçılara geçer. Miras, miras bırakanın sadece para, mal, mülk, altın vb. gibi aktif mal varlıklarını içermez. Aynı zamanda miras bırakanın borçlarını da içerir. Bu nedenden dolayı bu kural her zaman mirasçıların lehine olmamaktadır. Miras bırakanın öldüğü andaki borçları; mevcut mal varlığından ve diğer haklarından fazla olabilir. Miras bırakanın aktif varlıklarının fazla olması durumunda olumsuz bir durum yaşanmazken, miras bırakanın borcunun fazla olması durumunda mirasçılar sıkıntı yaşarlar. Çünkü miras bir bütün halinde kazanıldığından borca batık mirastaki borçların, mirasçıların kendi kişisel varlıklarıyla karşılanması icap eder. Mirasçılar miras bırakanın öldüğünü bilmeseler hatta mirasçı olmak istemeseler dahi mirasçılık sıfatı kazanabilmekte ve miras bırakanın borçlarından kişisel malvarlıkları ile sınırsız olarak sorumlu tutulabilmektedirler. Bu halde mirasçıların başvurabileceği yol, Türk Medeni Kanunu’nda mirasın reddi müessesesi olarak düzenlenmiştir. Bu sayede mirasçılar; borçları alacaklarından fazla olan terekenin, kendilerine intikalinin oluşturacağı mali yükten kurtulmuş olacaklardır. Ekonomik olumsuzlukların yanı sıra, miras bırakan ve mirasçılar arasındaki küskünlük ve dargınlıklar da mirasın reddedilme sebeplerindendir. Türk Medeni Kanununun 605. maddesine göre mirasın reddi iki şekilde yapılabilir. Bunlar;

1-) Mirasın gerçek reddi

2-) Mirasın hükmen reddi

Mirasın Gerçek Reddi Nedir?

Mirasçılık sıfatını kazanmış olan mirasçının kendi iradesi ile bu sıfata son vermesine gerçek ret denir.(TMK 605/1) Bu sebeple ret, ancak mirasın intikali, yani miras bırakanın ölümünden sonra gerçekleşebilir. Mirasın gerçek reddinde, mirasçılar tarafından bir başvuruda bulunulması gerekir. Kanuni mirasçılar mirasçı olduklarını sonradan öğrendiklerini kanıtlamadıkça miras bırakanın ölümünü öğrendikleri; atanmış mirasçılar ise miras bırakanın bu tasarrufunun kendilerine resmi olarak bildirildiği tarihten itibaren ÜÇ AYLIK HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE içerisinde miras bırakanın yerleşim yeri Mahkemesi’ne başvurarak sözlü veya yazılı beyanlarıyla mirası kayıtsız şartsız reddedebilirler. Kısmi ret beyanı Miras Hukuku’nun külli halefiyet ilkesine aykırı olduğundan geçerli değildir. 3 aylık hak düşürücü süre içerisinde miras reddedilmezse, miras kazanılmış olur. Ayrıyeten ret süresi bitmeden mirasçı olarak; miras kalan malları saklayan veya kendine mal eden, terekenin işlerine karışan ve terekenin olağan yönetimi dışında işler yapan mirasçı, mirası reddedemez. (TMK 610/2)

Mirasın Hükmen Reddi Nedir? Şartları Nelerdir?

Mirasçılar, 3 aylık gerçek ret süresini kaçırmış veya herhangi bir nedenden dolayı mirası reddedememiş olabilirler. Bu durumda mirasçılar, kural olarak mirası kabul etmiş sayılırlar. Peki ya reddi yapılamayan miras, mirasçılara ekonomik açıdan makul gelmiyorsa yani miras borca batık ise ne yapılabilir? Öncelikle miras bırakanın ölüm tarihinde borçlarını ödemekten aciz olması gerekmektedir. Borçlunun ölüm anında ödemekten aciz olması demek; miras bırakanın geçici maddi sıkıntı içinde olması demek değildir. Miras bırakanın borç ödemekten aciz olduğunun kabul edilebilmesi için terekesindeki borçların malvarlığından daha fazla olması gerekir. Örneğin; miras bırakanın 5.000 TL borcuna karşılık 5.000 TL değerinde malvarlığı, alacağı vs. varsa borcunu ödemekten aciz olma durumu olmayacaktır. Böylelikle mirasın hükmen reddi şartı da gerçekleşmiş olmayacaktır.

TMK md. 605/2 gereği; ölümü tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır. Miras bırakanın ödemeden aczi; terekenin borca batık olmasıdır. Yani miras bırakanın alacakları ve tüm ayni hakları dahil malvarlığının borçlarından az olmasıdır. Miras bırakanın ödemeden aczinin açıkça belli olması tanımı ise kısaca şöyledir; miras bırakanın borçlarını ödeyemeyecek durumda olduğu, en azından yakınları tarafından, hukuki ve ekonomik ilişki kurduğu kişiler tarafından bilinmesi gerekir. Lakin bazı durumlarda miras bırakan; çevresinden utandığı için borçlarını gizleyebilir ya da miras bırakan borçlu olduğu kişilere borcunu ödememek için kendisini borca batık göstermiş olabilir. Bu durumlarda terekenin borca batık olup olmadığına tanık dahil her türlü delil değerlendirilerek hakim karar verecektir.

Terekenin borca batık olduğunun resmen tespiti ise; ödemeden aciz belgesi ve iflas kararı alınmasıyla sağlanır. Ödemeden aciz belgesinin düzenlenebilmesi için öncelikle alacaklının borcunu icra yoluyla talep etmesi ve icra dosyası açtırması gerekmektedir. Aciz vesikası talebi için borçlunun haczedilecek malının bulunmaması veya borçlunun mallarının borcun tamamını kapatmaya yeterli gelmemesi gerekmektedir.

TMK md. 610/2 gereği; ret süresi bitmeden mirasçı olarak; miras kalan malları saklayan veya kendine mal eden, terekenin işlerine karışan ve terekenin olağan yönetimi dışında işler yapan mirasçı, mirası reddedemez. Bu hüküm gereği mirasın hükmen reddinin kabulü için kanun maddesinde ifade edilen davranışların yapılmaması gerekmektedir.

Hangi İşlemler Yapılırsa Miras Kabul Edilmiş Sayılır?

TMK md. 605/2 gereği; ölümü tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır şeklinde aksi ispatlanabilir adi karine kabul edilmiştir. Adi karineler, mirasçılar tarafından  açık ve ya zımni bir irade beyanıyla çürütülebilir. Açık veya zımni ret iradesinin üç aylık hak düşürücü süre içerisinde beyan edilmesi zorunluluğu bulunmamaktadır. Kanunda ifade edilen borca batık terekenin kabulü ve iktisap edilmesi yalnızca açık veya zımni olarak yapılan kabul beyanıyla mümkündür. Yani mirasçılar; mirası kabul ettiklerini beyan ederek, iflas hükümlerine göre terekenin resmen tasfiyesinin sonuna kadar her zaman mirası kabul edebilirler. Ayrıca; Hükmen reddedilmiş mirasın açık olarak kabulü yanında zımni olarak kabulü de mümkündür. Örneğin mirasçı tereke işlemlerine karışırsa, tereke mallarını gizler veya kendisine mal ederse ve terekenin olağan yönetimi dışında işler yaparsa; mirasçı, zımmen (örtülü) olarak mirası kabul etmiş sayılır. Tabi bunun sonucunda mirasçı borca batık terekeden dolayı kişisel mal varlığı ile sınırsız olarak sorumlu tutulur. Mirasçıların, miras bırakanın ölümü ile hak kazandıkları tazminat, emekli, dul aylığı gibi bir kısım kanundan doğan hakları, tereke dışında kalmaktadır. Bu tereke dışı haklardan istifade etmek mirası kabul anlamı taşımamaktadır. Hal böyleyken görüldüğü üzere; bazı durumlarda hükmen reddedilmiş borca batık bir tereke, mirasçıların bilmeden ya da hata ile yaptığı bazı davranışları nedeniyle kabul edilmiş sayılabilmektedir. Bunun sonucunda miras bırakanın borçlarından mirasçının kendi malvarlığı ile sorumlu olması durumu oluşmaktadır. Bu tarz olumsuzlukların yaşanmaması için sürecin, deneyimli ve alanında uzman bir avukatla yönetilmesi oldukça önem arz etmektedir.

Mirasın Hükmen Reddine İlişkin Dava Neden Açılır? Faydaları Nelerdir?

Mirasçılar her zaman terekenin borca batık olduğu ve miras bırakanın ölüm tarihinde borçlarını ödemekten aciz olduğunun tespiti için dava açabilirler. Bu davanın açılması; mirasçılar adına hukuki yarar sağlaması için oldukça önemlidir. Şöyle ki; açılan bu tespit davasında alınacak karar, miras bırakanın alacaklıları tarafından mirasçılara karşı açacakları davalarda ve başlatacakları icra takiplerinde kesin delil olarak kullanılır. Şayet işbu dava açılmazsa ya da açılmadan önce, miras bırakanın alacaklıları tarafından mirasçılara karşı açılmış bir davada mirasçılar, mirasın hükmen reddedildiğine dair bir itirazda bulunabilirler. Her halükarda mirasçılar, mahkemeden alınacak olan bu mirasın reddi kararıyla miras bırakanının alacaklarına karşı doğacak olan yükümlüklerden kurtulurlar.

Mirasın Hükmen Reddine İlişkin Davayı Kimler Açabilir, İşbu Dava Kimlere Karşı Açılmalıdır?

Mirasın reddine ilişkin davayı; miras bırakanın kanuni ve atanmış mirasçıları açabilir. Mirasın reddine ilişkin davada karşı taraf olarak, miras bırakanın alacaklıları gösterilmelidir. İşbu tespit davası hasım gösterilmeden açılırsa mahkeme tarafından hemen reddedilmez. Mahkeme bu davada hasım göstermek için davacı/davacılara süre verir. Alacakların temlik edildiği( ödendiği) iddia ediliyorsa husumet temlik edilene yöneltilir.

Mahkeme Terekenin Borca Batık Olduğunu Nasıl Tespit Eder, Mahkemeye Hangi Deliller Sunulabilir?

Mirasın borca batık olduğun tespit edebilmek için öncelikle terekenin (mirasın) bütün aktif(mal varlığı) ve pasiflerinin(borçları) bilinmesi gerekir. Bunun için mahkemece ilgili yerlere terekenin aktif- pasif mal varlığının sorularak belirlenmesi gerekir. Mahkemenin bütün delilleri toplayıp, toplanan bütün bu deliller ışığında karar vermesi gerekir. Miras bırakanın borç ödemeden aczi; tanık, vergi dairesi kayıtları ve miras bırakanın borçlu olduğu icra dosyaları ve başkaca her türlü delille ispatlanabilir.

-Tüm bu anlatılanlar değerlendirildiğinde sonuç olarak şunları söylemekte fayda var.

Bir yakınından kendisine miras kaldığını öğrenen mirasçı; miras bırakanın borçlarını ödemekten aciz olduğunu her zaman bilemeyebilir. Eğer mirasçı, mirası kabul eder ya da zımmen kabul edilmiş sayılırsa, miras bırakanın borçlarından, tüm mal varlığı ile sınırsız bir şekilde sorumlu olacaktır. Bu gibi miras bırakanın borcunun olup olmadığının şüpheli olduğu durumlarda, mirasçıların herhangi bir olumsuzlukla karşılaşmamak için miras bırakanın ölüm anında borç ödemekten aciz olduğunun tespiti için mirasın hükmen reddine ilişkin tespit davası açmalarında hukuki yararları bulunmaktadır. Mirasın hükmen reddinin istenilmesine ilişkin dava henüz karara çıkmamış olsa dahi; mirasçılar aleyhlerine açılacak davalarda ve icra takiplerinde miras bırakanın alacaklılarına karşı hükmen ret savunmasında bulunabilirler.

Yaşanılan ve yaşayacağınız her türlü hukuki süreçte; alanında uzman, eğitimli, donanımlı ve bu işler için yetişmiş olan bir avukattan destek almak, bu süreci geçirecek kişilerin her zaman yararına olacaktır.

“Adalet kutup yıldızı gibi yerinde durur ve geri kalan her şey onun etrafında döner” (KONFÜÇYUS)

Olgun Hukuk Bürosu- Av. Ümit Olgun

Aile- Miras- Kişiler Hukuku Departmanı

Av. Özge Arık Av. Hasret Erdem Bacak

Stj. Av. Mehmet Ali Bozkurt

 

Yorumlar (0)

Yorum Yaz

E-Posta adresinizi girin ve yorum yazın. * İşaretli alanlar zorunludur.