BİREYSEL BAŞVURU YAPTIĞIMDA TAZMİNAT ALABİLİR MİYİM?
Türkiye, bireysel başvuru hakkını, Avrupa İnsan Hakları Komisyonu önünde 28 Ocak 1987 tarihinde tanıdı. Ancak şu anda Anayasa Mahkemesi 23 Eylül 2012 tarihinden sonra kesinleşen nihai işlem ve kararlar aleyhine yapılan başvuruları incelemektedir. Bu tarihten önce kesinleşen kararlar ise incelenmemektedir. Yapılan bireysel başvuru neticesinde hak ihlalinin kabul edilebilir olduğuna karar verildiği takdirde Hazine ve Maliye Bakanlığından tahsil edilmek üzere tazminata hükmedilebilmektedir.
KİMLER BİREYSEL BAŞVURU YAPABİLİR?
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve bunlara ek olarak Türkiye’nin taraf olduğu protokollerin ortaklaşa güvence altına aldığı temel hak ve özgürlüklerden herhangi birinin kamu gücü tarafından ihlal edildiğini iddia eden herkes bireysel başvuruda bulunabilir.
BİREYSEL BAŞVURU YAPMAK İÇİN ÜCRET ÖDEMEM GEREKİYOR MU?
Bireysel başvuru harca tabidir. 2020 yılı için bu harç miktarı 446,90 TL olarak belirlenmiştir. Ancak yatırılması gerekli başvuru harcını ödeyemeyecek durumdaysanız ve bunu muhtarlıklardan alınan fakirlik belgesi veya SGK ve tapu kayıtları gibi maddi durumunuzdaki yetersizliği belgelendirdiğiniz takdirde adli yardım talepli başvuru yapma hakkınız bulunmaktadır.
HANGİ HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİN İHLAL EDİLMESİ NEDENİYLE BİREYSEL BAŞVURU YAPILABİLİR?
Güvence altına alınan temel hak ve özgürlüklerden herhangi birinin kamu gücü tarafından ihlal edildiğini durumda bireysel başvuru yapılabilir. Peki Anayasa Mahkemesi hangi hak ve özgürlüklerin ihlali nedeniyle yapılan başvuruların kaç tanesi hakkında ihlal kararı vermiştir?
Anayasa Mahkemesi 23/09/2012 ile 30/06/2020 tarihleri arasında yapılan 272.672 başvurudan yalnızca 9.899 tanesinde hakkın ihlal edildiğine karar vermiştir. Öyleyse hakkın ihlal edildiğine karar verilen bu 9.899 başvurunun haklara göre dağılımına bakalım.
-
Adil yargılanma hakkı (5.241 ihlal kararı)
-
Mülkiyet hakkı, (2.725 ihlal kararı)
-
İfade özgürlüğü, (585 ihlal kararı)
-
Kötü muamele yasağı, (347 ihlal kararı)
-
Özel hayatın ve aile hayatının korunması hakkı, (272 ihlal kararı)
-
Kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı, yaşam hakkı, (209 ihlal kararı)
-
Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı, (117 ihlal kararı)
-
Ayrımcılık yasağı, (117 ihlal kararı)
-
Örgütlenme özgürlüğü, (65 ihlal kararı)
-
Maddi manevi varlığın korunması hakkı, (47 ihlal kararı)
-
Masumiyet karinesi, (22 ihlal kararı)
-
Suç ve cezaların kanuniliği ilkesi, (13 ihlal kararı)
-
Etkili başvuru hakkı, (12 ihlal kararı)
-
Din ve vicdan özgürlüğü, (8 ihlal kararı)
-
Seçme seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkı,(6 ihlal kararı)
-
Eğitim hakkı, (3 ihlal kararı)
-
Bireysel başvuru hakkı. (1 ihlal kararı)
*Bir başvuruda birden fazla hak ve özgürlüğün ihlal edildiğine karar verilebilmektedir.
Sayısal verilere baktığımızda sayı olarak en çok ihlal kararı verilen hak Adil Yargılanma Hakkıdır. Makul Sürede Yargılanma Hakkının ihlali halinde yapılacak başvurular Adil Yargılanma Hakkı kapsamında değerlendirilip karara bağlanmaktadır. Öyleyse en çok ihlal edilen Adil Yargılanma Hakkının alt başlığı olan Makul Sürede Yargılanma Hakkını daha ayrıntılı incelemekte fayda var.
MAKUL SÜREDE YARGILANMA HAKKININ İHLALİ NEDENİYLE YAPILAN BİREYSEL BAŞVURU
Kural olarak, bireysel başvuru; idari ve yargısal hak arama yollarının tamamı tüketildikten ve son kararın başvurucu tarafından öğrenildiği tarihten sonraki 30 (otuz) gün içinde yapılmalıdır. Ancak yargılamada makul sürenin aşıldığı gerekçesiyle bireysel başvuru yapılacaksa başvuru yollarının tamamının tüketilmesi şartı aranmaz. Zira bu durumda başvuru yollarının tüketilmesi şartının aranması, makul sürede yargılama yapma yükümlülüğüne aykırı davranılması nedeniyle meydana gelen sonuçları ortadan kaldırmayacaktır. Aksine, makul olmadığı iddia edilen yargılama faaliyetinin daha da uzamasına ve başvurucu açısından zararın artmasına neden olacaktır.
MAKUL SÜRENİN AŞILDIĞI NASIL HESAPLANACAKTIR?
Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklarda sürenin başlangıcı, uyuşmazlığı karara bağlayacak yargılama sürecinin işletilmeye başlandığı, yani davanın açıldığı tarihtir. Ceza muhakemesinde sürenin başlangıcı ise, bir kişiye suç işlediği iddiasının yetkili makamlar tarafından bildirilmesi veya isnattan ilk olarak etkilendiği arama ve gözaltı gibi bir takım tedbirlerin uygulanması anıdır.Sürenin sona erdiği tarih ise, davaya ilişkin nihai kararın verildiği, yargılaması devam eden davalar yönünden ise Anayasa Mahkemesinin makul süre şikâyetiyle ilgili kararını verdiği tarihtir.
Peki bu sürenin başlangıç ve bitişi arasında geçen zamanın makul olup olmadığı nasıl bilinecek?
Anayasa Mahkemesi tarafından sürenin hesaplanmasına ilişkin kriterler kesin ve net olarak belirlenmemiştir. Ancak genel olarak, davanın karmaşıklığı, yargılamanın kaç dereceli olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun davanın hızla sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususlar, bir davanın süresinin makul olup olmadığının tespitinde göz önünde bulundurulan kriterlerdir.
BİREYSEL BAŞVURU NASIL YAPILIR?
Bireysel başvurunun Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 59.maddesine göre hazırlanan başvuru formu ile yapılması zorunludur. Başvuru formunun 6216 sayılı Kanun ve Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nde öngörülen usul ve esaslara uygun biçimde doldurulmaması başvurunun reddine yol açmaktadır. Bireysel başvurunun yapılması aşamasında yapılan hatalar ve eksikler nedeni ile başvuruların büyük çoğunluğu esasa girilmeden reddedilmektedir. Sayısal olarak bakacak olursak; 2020 yılının 30 Hazirana kadar verilerini içeren istatistiklere göre, yapılan 18.036 başvurunun yalnızca 1.364 tanesi esastan incelenerek karar verilmiş, diğerleri reddedilmiştir. Bu nedenle yapılacak olan bireysel başvurunun alanında uzman bir avukatla yapılması ve başvuru formunun mutlaka uslubuna uygun olarak Anayasa Mahkemesi tarafından belirlenen usul ve esaslara göre hazırlanması gerekir. Bu süreçte alanında uzman bir avukat ile çalışmanız başvurunuzun usulden reddedilme oranını en düşük seviyeye indirir. Konuya ilişkin daha detaylı bilgi almak için hukuk büromuz ile iletişim kurabilirsiniz.
Olgun Hukuk Bürosu - Av. Ümit OLGUN
Tazminat – İdare – Ceza Hukuku Departmanı
Av. Rabia KIRAÇ & Av. Fatma ATALAY
DETAYLI BİLGİ İÇİN
TELEFON VE WHATSAPP:+90 (553) 048 68 12
MAİL ADRESİ : olgunhukukburosu@gmail.com
Yorumlar (0)