Kamusal görevlerin düzenli, etkili ve dürüst bir biçimde yerine getirilmesi amacıyla TCK'nın kamu idaresinin güvenilirliğine ve işleyişine karşı suçlar başlığı altında 257. maddede Görevi Kötüye Kullanma Suçu düzenlenir. Görevi İhmal Suçu ise aynı maddenin ikinci fıkrasında düzenlenir. Görevi kötüye kullanma ve görevi ihmal suçu sadece kamu görevlisi tarafından veya özel kanunlarda kamu görevlisi gibi cezalandırılacağı öngörülen kimseler tarafından işlenebilir. Kamu görevlisi olmayan kişiler bu suça ancak azmettiren veya yardım eden olarak iştirak edebilirler.
GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMA VE GÖREVİ İHMAL SUÇUNUN İŞLENİŞ BİÇİMLERİ
TCK'nın 257. maddesinde düzenlenen görevi kötüye kullanma suçu, söz konusu maddeye göre üç farklı şekilde işlenebilir:
Görevin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle kişilerin mağduriyetine neden olmak
Görevin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle kamunun zararın neden olmak
Görevin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle kişilere haksız bir menfaat sağlamak
TCK'nın 257. maddesinin ikinci fıkrasına göre görevi ihmal suçu üç farklı şekilde işlenebilir:
Görevin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstererek kişilerin mağduriyetine neden olmak
Görevin gereklerinin yapmakta ihmal veya gecikme göstererek kamunun zararına neden olmak
Görevin gereklerinin yapmakta ihmal veya gecikme göstererek kişilere haksız bir menfaat sağlamak
Maddenin birinci fıkrasında görevi kötüye kullanma suçunun icrai bir davranışla işlenmesi hali (İcrai davranış yasaklayıcı kurallara aykırı davranarak belli bir hareketin gerçekleştirilmesidir), ikinci fıkrasında ise suçun ihmali bir davranışla (İhmali davranış emredici kurallara aykırı davranarak belli bir hareketin veya davranışın yerine getirilmemesidir) söz konusudur. Maddede yer alan bu fiillerin suç teşkil edebilmesi için failin kamu görevlisi olması ve kamu görevlisinin görevine giren bir bir iş veya fiilin olması gerekir. Dolayısıyla kamu görevlisinin görevi olmadığı bir işi yapması halinde TCK m. 262'de düzenlenen kamu görevinin usulsüz üstlenilmesi suçu oluşur. Kişi gerçekte kamu görevlisi değilse TCK m.158'de düzenlenen nitelikli dolandırıcılık suçu gündeme gelir. Yine görevi kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için kamu görevlisinin görevinin gereklerine aykırı harekette bulunması yeterli değildir. Bu hareketlerin kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararın neden olması veya kişilere haksız bir kazanç sağlaması şarttır. Bu nedenle görevi kötüye kullanma suçu belirtilen neticelerin gerçekleştiği anda tamamlanmış olur. Görevi kötüye kullanma suçunun ihmali davranışla işlenmesinde ise kamu görevlisinin yapmakla yükümlü olduğu bir işi ihmal etmesi veya geciktirmesi söz konusudur. Bu suçun oluşması için kişiler bakımından mağduriyet ortaya çıkmış olmalı veya kamu zarara uğramış olmalı ya da kişilere haksız bir kazanç sağlanmış olmalıdır.
Yargıtay 5. CD., E. 2013/16537 K. 2016/2048 T. 25.2.2016 tarihli içtihadında ".... Belediye Başkanı olarak görev yapan sanığın, ... ili ... ilçesi ... Belediyesi Göl Caddesi üzerinde bulunan toptancı hali binasının inşaat ruhsatı alınmadan yapımına başlanarak binaların duvar, çatı ve dış sıvalarının tamamlanmasından sonra 04/02/2007 tarihinde yapı inşaat ruhsatının alındığı, ayrıca anılan yerde 2872 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 18. maddesi gereğince Çevre Koruma Kurulundan izin alınmadan 3194 sayılı İmar Kanununun 26, 32 ve 42. maddelerine aykırı şekilde lokanta ve market inşaatının yapıldığı, Belediyeye ait toptancı hali ve işyerlerini kıymet takdir komisyonu raporu aldırıp, işyerlerinin büyüklüğü, yeri, tahsis şartları, müracaat süresi ve yeri, bedeli, ödeme planı, vade farkı ve gecikme bedeli belirlenmeden Belediyelerin Arsa Konut ve İşyeri Üretimi Tahsisi Kiralanması ve Satışına Dair Yönetmeliğin 17 ve 22. maddelerine aykırı olacak şekilde tahsis ettiği, ..., ... ve ...'nun yapmış oldukları kaçak ve ruhsatsız binaların 3194 sayılı Kanunun 32. maddesi gereğince yıkımına karar verilmiş olmasına rağmen yıkım kararlarının gereğini yerine getirmeyerek kamunun zararına ve kişilere haksız menfaat sağlanmasına neden olduğu 05/02/2007 günlü Olay Yeri Tespit Tutanağı, 09/10/2008 günlü bilirkişi ve ön inceleme raporları, tanık beyanları ile tüm dosya kapsamından anlaşıldığı ve zincirleme şekilde görevi kötüye kullanma suçunun tüm unsurlarıyla oluştuğu gözetilmeden dosya kapsamı, oluşa uygun düşmeyen gerekçeler, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde beraat kararı verilmesi, Kanuna aykırı" der.
Yargıtay 5. CD., E. 2010/2000 K. 2011/21995 T. 17.10.2011 tarihli içtihadında "Nazilli Tapu Sicil Müdürlüğünde Veri Hazırlama ve Kontrol İşletmeni olarak görev yapan sanığın, ipotek işlemlerini takip eden mağdurun elemanı olan A.. A...'e patronunuz gelirken 1 adet yeşillikle gelsin diyerek haber gönderdiği, mağdurun aynı gün Tapu Sicil Müdürlüğüne giderek işlemleri tamamladıktan sonra sanığın şikayetçiye "elindeki kağıda bir yeşillik koy" dediği ve şikayetçinin de 20.000.000-TL'yi kağıdın arasına koyarak sanığa verdiğinin anlaşılması karşısında, eylemin görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle kişilerin mağduriyetine neden olarak görevi kötüye kullanma suçunu oluşturduğu halde yazılı şekilde hüküm kurulması, Kanuna aykırı" der.
Yargıtay 5. CD., E. 2014/2059 K. 2016/3302 T. 4.4.2016 tarihli içtihadında "...Suç tarihinde... muhtarı olarak görev yapan sanık hakkında, .... İcra Müdürlüğünün 2008/3060 sayılı icra dosyasında borçlu...'ın tebligata yarar açık adresinin bildirilmesi için yazılan birden fazla müzekkerenin muhtarlığa teslim edilmesine rağmen cevap vermemek suretiyle görevi kötüye kullandığı iddiasıyla kamu davası açıldığı, sanığın aşamalarda müzekkerelerin kendisine teslim edilmediğini savunması ve İnternet ortamından temin edilip dosya içine alındığı anlaşılan PTT gönderi takip sorgulama sonuçlarından müzekkerelerin kime teslim edildiği konusunda sağlıklı değerlendirme yapılamadığı gözetilerek ilgili müzekkerelerin teslimine ilişkin PTT teslim tutanaklarının aslının istenip kime teslim edildikleri belirlenerek gerekirse sanığa veya çalışanına teslim edilip edilmedikleri konusunda imza incelemesi yaptırılıp tüm kanıtlar toplandıktan sonra sanığın hukuki durumunun belirlenmesi yerine eksik inceleme ve oluşa uygun düşmeyen gerekçeler ile yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde beraat kararı verilmesi(...) Kanuna aykırı" der.
Danıştay 12. D., E. 1995/2322 K. 1996/3059 T. 7.12.1996 tarihli kararında "Dosyanın incelenmesinden davalı idarede muhasebeci olarak görevli iken 1991 ve 1992 yıllarında işlediği görevi kötüye kullanma Suçundan dolayı ... Asliye Ceza Mahkemesinde yargılanması neticesinde anılan mahkemenin 23.12.1992 günlü E:1992/160, K:1992/237 sayılı kararı ile T.C.K.nun 240/1. Maddesi hükmüne göre 11 ay 20 gün hapis 5 ay 23 gün memuriyetten men cezası ile cezalandırıldığı, bu cezanın para cezasına çevrilerek ertelendiği, davacının bu mahkumiyeti nedeniyle idarece görevine son verildiği anlaşılmış ise de; davacının mahkumiyetine esas olan suç, 657 sayılı Kanunun 3697 sayılı kanunla değişik 48. maddesinin A-5 fıkrasında belirtilen ve mahkumiyeti tecil edilmiş olsa bile memuriyete engel sayılan suçlardan olmadığından davacının sözü edilen tecil edilmiş mahkumiyeti nedeni ile memuriyet görevine son verilmesi işleminde ve bu işleme karşı açılan davanın reddine dair mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir."
GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMA VE GÖREVİ İHMAL SUÇUNUN YARGILAMASI VE CEZASI
Öncelikle belirtmek gerekir ki, görevi kötüye kullanma suçu şikayete tabi bir suç değildir. Bu nedenle bu suçun işlendiğinin haber alan savcılık re'sen harekete geçer. Kamu görevlisinin görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olması ya da kişilere haksız bir menfaat sağlaması halinde verilecek ceza altı aydan iki yıla kadar hapis cezasıdır. Ancak görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstererek, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir menfaat sağlayan kamu görevlisi üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Verilecek olan cezanın adli para cezasına çevrilmesi mümkündür. Suçun dava zamanaşımı süresi ise 8 yıldır. Görevi kötüye kullanma suçu nedeniyle yapılan yargılamanın sonunda sanık hakkında şartları oluşmuşsa hükmün açıklanmasının geri bırakılması ve erteleme kararlarının verilebilmesi de mümkündür. Bu suçun yargılamasının yapılacağı mahkeme ise Asliye Ceza Mahkemeleridir.
GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMA VE GÖREVİ İHMAL SUÇUNUN İŞLENİLMESİ HALİNDE NELER YAPILMALIDIR?
Bir yandan idari yaptırımlara bir yandan da ceza hukuku açısından yaptırımlara neden olabilecek görevi kötüye kullanma suçunun işlenilmesi halinde, alanında uzman bir avukatın hukuki yardımından yararlanmak gerekecektir. Zira suçun tamamlanıp tamamlanmadığının, suçun özgü suç olması nedeniyle unsurlarının oluşup oluşmadığının, suçun kanuni lafzında yer alan neticelerin meydana gelip gelmediğinin uzman bir avukat tarafından ele alınması, böylelikle eylemin TCK kapsamında suç teşkil edip etmediğinin belirlenmesi ve buna göre adımların atılması gerekecektir.
SONUÇ
Devlete ve millete karşı suçlar bölümünde kamu idaresinin güvenilirliğine ve işleyişine aykırı suçlar başlığı altında düzenlenen görevi kötüye kullanma suçu, TCK'nın 257. maddesinin birinci fıkrasında yer alan icrai davranışlarla veya ikinci fıkrada düzenlenen ihmali davranışla işlenebilir. Suçun gerek idari gerek cezai boyutundaki ve ceza alındığı takdirde memurluğa engel suçlardan olduğu için inceliklerine dikkat edilmesi önem arz ettiğinden alanında uzman bir avukatın hukuki yardımından yararlanılması gerekir.
Olgun Hukuk - Av. Ümit OLGUN - Konya Hukuk Bürosu
Tazminat - Ceza - İdare Departmanı
Av. Rabia KIRAÇ
Stj. Av. Figen ÇİÇEK
DETAYLI BİLGİ İÇİN
TELEFON VE WHATSAPP:+90 (553) 048 68 12
MAİL ADRESİ: olgunhukukburosu@gmail.com
Yorumlar (0)