Hakkımızda

Olgun Hukuk Bürosu 1990 yılından itibaren Konya’da hizmet vermektedir. Kurucumuz Av.Ümit Olgun İzmir 9 Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunudur. Büromuz Konya’da olup, 5 katlıdır. Her bir kat da ayrı uzmanlık birimleri oluşturulmuş olup müvekkillerimize branşları ile alakalı uzman avukatlar ile destek sağlanmaktadır. Örnek vermek gerekirse iş hukuku ile alakalı bir husus için gelen müvekkilimiz, iş hukuku avukatımız ile görüşmekte, ticaret hukuku ile alakalı bir husus için gelen müvekkilimiz, ticaret hukuku avukatımız yardımcı olmaktadır. Bu şekilde kendine has, komplikasyonu olan davalar bizatihi o davalar ile en baştan beri uğraşan uzman avukat yardımcı olmaktadır.

Uzmanlık Birimlerimiz

- İcra ve İflas Hukuku

- Ticaret ve Gayrimenkul Hukuku

- İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku

- Kamulaştırma ve İmar Hukuku

- Ceza, Tazminat ve Sigorta Hukuku

- İdare, Vergi ve Vatandaşlık Hukuku

- Aile Hukuku

- Miras ve Kişiler Hukuku

- Kira ve İşgal Hukuku

- Fikri ve Sınai Haklar Hukuku

olarak ayrılmaktadır. Hukuk dünyasında uzmanlık bize göre geç kalmış bir uygulamadır. Kurduğumuz bu sistem ile yargıdan da olumlu dönüşler alınmaktadır. Uzun yargılamaların önüne geçilmesi ve daha isabetli kararlar verilmesi adına bu sistemin yaygınlaşması gerektiği kanaatindeyiz.

Büromuzda şu an 30 personel çalışmakta olup, ülkemizin hukuk adına ilerlemesi için katkı sağlamaya çalışmaktayız.

Biz ülkemizi ve milletimizi seven bir hukuk bürosu olarak sizlere hizmet vermekten gurur ve onur duyuyoruz. Sizleri de kendi aramızda görmeyi isteriz.

Emre OLGUN

+90 (332) 400 00 38 - 48

Rabia KIRAÇ

+90 (332) 400 00 38 - 48

Şayet bu mallar edinilmiş mala giriyorsa TMK’ya göre katılma alacağınız var demektir. Bir tarafın katılma alacağını azaltmak kastıyla yaptığı davranışlar muvazaalı olarak değerlendirilir ve tasfiyeye dahil edilir.

Boşanmanın gerçekleşmesiyle birlikte eşler birbirinin mirasından hak talep edemezler. Ancak boşanma kesinleşmemişse gereken şartlar sağlandığı takdirde eşinize mirasçı olabilirsiniz.

Nafaka yükümlüsü, her daim nafaka ödemekle sorumludur. Maddi imkanı ölçüsünde nafaka miktarı artıp azalabilir. Nafaka borçlusunun işten ayrılması ya da işsiz olması, nafaka alacaklısının nafakaya hak kazanamayacağı anlamına gelmez.

Boşanma davalarının süresi, tarafların boşanmayı isteyip istememelerine bağlı değildir. Eğer boşanma davası çekişmeli devam ediyorsa ve nafaka, tazminat, velayet hususunda taraflar anlaşmamışlarsa evlilik birliğinin sarsılmasında kimin kusurlu olduğu araştırılır. Bu durumda boşanmak isteyen taraf, boşanma sebeplerini delillerle ıspatladığı takdirde, karşı tarafın boşanmak isteyip istememesi bir öenm arz etmez ve aile hakimi boşanmaya karar verir.

Boşanma yada nafaka davasının açılmasıyla nafaka hak kazanılır. Boşanma davasında ara karar ile tedbir nafakasına hükmedilir ve şartlar oluştuğu takdirde boşanmanın kesinleşmesi ile iştirak/yoksulluk nafakası olarak devam eder. Nafaka davasında ise nihai kararla tedbir nafakasına hükmedilir.Yoksulluk nafakası, nafaka alacaklısı evlenene kadar devam eder. Nafaka alacaklısının resmi nikahla evlenmeyip evli gibi yaşadığı yada yoksulluktan kurtulduğu takdirde de nafaka son bulur.

Avukatlık Kanunu m.165’ e göre, dava sonunda hükmedilen vekalet ücreti avukata aittir. Avukatlar verdikleri hukuki hizmet karşılığında müvekkillerden akdi vekalet ücreti alırlar. Davanın kazanılmasıyla da hasımdan Avukatlık Kanunu m.165 gereğince ilam vekalet ücreti alırlar. Her iki ücretin niteliği farlı olup ödeme yapan tarafları da farklıdır.

Taraflardan birinin yeniden evlenmesi başlı başına velayeti değiştirme sebebi değildir. Çocuk anne yada babasıyla kalıyorken yanında kaldığı tarafın evlenmesi velayetin değiştirilmesini gerektirmez. Ancak müşterek çocuk ihmal yada istismar ediliyorsa veyahut suça sürükleniyorsa bu durum çocuğun menfatine zarar vereceği için velayette elbette değiştirilecektir.

Toplumdaki yanlış bilinenlerden bir tanesi de müşterek çocuk 7 yaşına geldikten sonra velayetin alınabileceğidir. Velayet hususu kamu düzenindendir ve çocuğun üstün yararı gözetilir. Çocuk hangi ebeveynin yanında olursa olsun, bulunduğu ortam eğitimi, gelişimi ve psikolojisi açısından uygun olup olmadığının araştırılması yapılır. Ezcümle, müşterek çocuğun velayetinin kazanılabilmesi öncelikle yaşa bağlı değildir. Aksine, çocuğun gelişimi, eğitimi, psikolojik durumu hangi ebeveynin çocuğa daha iyi bir gelecek sağlayacağı, çocuğun kimin yanında kalmak isteyeceği velayet durumunu belirleyecektir.

Boşanma davası kim tarafından açılmış olursa olsun, kusurlu taraf haksız çıkacak ve nafaka tazminat ödeyecektir. Taraflardan birinin dava açmış olması onu haklı yada haksız yapmaz. Kim açarsa açsın, hakim tarafından kusur incelemesi ve kusur belirlemesi yapılarak hüküm kurulur.