Haksız Fiilden Kaynaklanan Manevi Tazminat Davası Nedir?
Manevi tazminat; kişinin bedensel bütünlüğünün zarar görmesi yahut kişilik haklarının ihlal edilmesi hallerinde ortaya çıkan manevi zararın giderilmesini amaçlayan tazminat türüdür. Buradan hareketle;
a. bedensel bütünlüğün zarar görmesinden doğan manevi tazminat hakkı ve
b. kişilik haklarının ihlal edilmesinden doğan manevi tazminat hakkı olarak iki farklı görünümü bulunur. Bu iki tür manevi tazminat türüne ek olarak, ağır bedensel zarar/ölüm halinde de zarara uğrayanın yakınları tarafından açılabilecek manevi tazminat davası bulunur. Manevi tazminat, uğranılan maddi zararların yahut harcamaların karşılığı değil; yalnızca duyulan acı, elem ve ıstırabın karşılığıdır. Ancak unutulmamalıdır ki, manevi tazminat talebi bir zenginleşme aracı olarak görülemez.
Manevi tazminatın tüm bu görünümlerini yazımızın devamında örnekleyerek açıklayacağız.
Hangi Durumlarda Manevi Tazminat Davası Açılabilir?
a.Bedensel Bütünlüğün Zarara Uğramasından Doğan Manevi Tazminat Talebi:Bu tazminat türünde, kişinin bedensel bütünlüğünün, sağlığının bozulmasından duyduğu manevi zararın giderilmesi beklenir. Örneğin kişinin geçirmiş olduğu bir trafik kazası neticesinde sağlığının bozulması ve bu süreçte yoğun tedavi süreci geçirmesi, hayatının ters yönde etkilenmesi hallerinde sırf bu nedenlerle manevi tazminat davası açabilmesi mümkündür. Önemle belirtmeliyiz ki, manevi tazminat talebinde yapılan tedavi giderleri yahut maddi harcamaların karşılığı değil; duyulan acı ve kederlerin karşılanması talep edilir.
b.Kişilik Haklarının İhlal Edilmesinden Doğan Manevi Tazminat Talebi:Kişilik hakları; kişinin toplum içerisindeki saygınlığını belirleyen ve bu nedenle devredilemeyen, vazgeçilemeyen, sahibine sıkı sıkıya bağlı temel haklardan birisidir. Burada korunan temel menfaat kişinin onur, şeref ve saygınlığıdır. Örneğin; hakarete uğrayan bir insanın özsaygısını yitirmesi, tehdit edilen bir insanın korku içerisinde yaşamaya başlaması, cinsel tacize uğrayan bir kimsenin depresyona girmesi gibi hallerde hiç şüphesiz manevi tazminat hakkı doğar. Bu tazminat türünde dikkat edilmesi gereken en önemli şey, kişilik haklarına yapılan saldırının, mağdurun manevi olarak yıpranmasına sebep olması ve bunun ispatıdır.
Ayrıca belirtilmelidir ki; kişilik haklarının ihlal edilmesinden doğan manevi tazminat talebinde hakim, bir miktar paranın ödenmesi yerine çeşitli şekillerde zararın giderilmesi yoluna da gidebilir. Örneğin mağdur hakkında yalan haber yayınlanarak iftira atılması halinde, hakim bir miktar tazminat ödenmesi yerine, düzeltme haberinin yayınlanmasına; yahut hem bir miktar tazminat ödenmesine hem de haberin düzeltilmesine karar verebilir.
c.Yakınların Ağır Bedensel Zarara Uğraması Yahut Ölmesi Hallerinden Doğan Manevi Tazminat Talebi: Türk Borçlar Kanunu, yakınların ağır bedensel zarara uğramasından yahut ölümünden dolayı manevi tazminat talep edilmesinin önünü açmıştır. Burada kişi, yakınlarının uğradığı zararlar nedeniyle manevi olarak elem ve acı çekmektedir. Bu manevi tazminat türünün amacı da uğranılan acı ve kederin hafifletilmesini sağlamaktır. Örneğin, bir kimsenin trafik kazası geçirerek bitkisel hayata girmesi halinde; yakınların tamamı ayrı ayrı manevi tazminata hak kazanabilir. Yakınları ise aile bireyleri olabileceği gibi yakın arkadaşları da olabilir. Burada kişinin kan bağı değil, fiili yakınlık durumu esas alınır. Son olarak ifade etmeliyiz ki, ağır bedensel zararın ne olduğu hususu kanunda açıkça ifade edilmemiştir. Bu nedenle ağır bedensel zararın ne olduğu Yargıtay kararları ışığında belirlenebilir. Kimi zaman bir kimsenin kolunun kopması ağır bedensel zarar olarak değerlendirilirken, kimi zaman ağır bedensel zarar olarak değerlendirilmemektedir. Bu nedenle sürecin hassasiyetle takip edilerek, hakimin takdirinin ortadaki zararın ağır bedensel zarar olduğu yönüne evrilmesi sağlanmalıdır.
Manevi Tazminat Davası Kimlere Karşı Açılabilir?
Manevi tazminat talebi, diğer tazminat türlerinde olduğu gibi, kural olarak zarara kusuruyla sebebiyet verenlere yöneltilerek açılır. Buna ek olarak, trafik kazasından doğan manevi tazminat talebi; araç sürücüsüne, araç malikine ve sigorta şirketlerine de yöneltilebilir. Zarara sebebiyet verenin kimliği veya niteliği önemli değildir, bu nedenle tüzel kişilere karşı da manevi tazminat talebi yöneltilmesi mümkündür. Burada dikkat edilecek en önemli husus, zarara sebebiyet veren kimsenin kusurunun/kastının varlığıdır. Örneğin bir kimseye hakaret edilmesi halinde, kişinin kastı bulunduğundan manevi tazminat talebi yöneltilebilecekken; bir trafik kazasında hiç kusuru bulunmayan tarafa manevi tazminat talebi yöneltilmesi mümkün değildir.
Manevi Tazminat Davası Zamanaşımı Süresi
Manevi tazminat davasının açılması sırasında dikkat edilecek en önemli hususlardan birisi zamanaşımıdır. Zamanaşımının süresi ise farklı şartlara göre şu şekilde belirtilebilir:
a. Fiilin Suç Teşkil Etmesi Halinde:Yukarıda ifade edildiği üzere, suç niteliğinde (hakaret, tehdit) gibi bir fiil nedeniyle manevi tazminat talep edilmesi mümkündür. Bu durumda, ceza kanunlarında yer alan zamanaşımı süresi daha fazla ise söz konusu zamanaşımı süresi uygulanır. Örneğin bir hakaret suçunun işlenmesi halinde talep edilecek manevi tazminat talebi 8 yıllık zamanaşımı süresine tabiidir. Zamanaşımı süresi suçun niteliğine göre değişmektedir ancak en asgari zamanaşımı süresi 8 yıldır.
b. Suç Teşkil Etmeyen Bir Fiil Nedeniyle Açılan Tazminat Davasında:İşlenen fiilin bir suç teşkil etmemesi halinde, örneğin doktor hatasından kaynaklanan manevi zararların varlığı halinde, haksız fiil sorumluluğuna dayanılarak tazminat talep edilecekse bu istem, fiilin ve failin öğrenilmesinden itibaren 2 yıllık süreye tabidir. Ancak bu süre her ne suretle olursa olsun, fiilin işlenmesinden itibaren 10 yılı aşamaz.
Manevi Tazminat Davası Hangi Mahkemelerde Açılır?
Haksız fiilden kaynaklanan manevi tazminat talebi Asliye Hukuk Mahkemelerinde açılabilir. Yetkili mahkemeler ise şu şekilde sıralanabilir:
a. Haksız fiilin işlendiği yerdeki Asliye Hukuk Mahkemesi
b. Zararın meydana geldiği yerdeki Asliye Hukuk Mahkemesi
c. Mağdurun ikamet ettiği yerdeki Asliye Hukuk Mahkemesi
d. Zarar verenin ikamet ettiği yerdeki Asliye Hukuk Mahkemesi
Sayılan mahkemelerden herhangi birinde tazminat davasının açılması mümkündür. Fakat Asliye Hukuk Mahkemelerinin genel nitelikte mahkemeler olduğu göz önünde bulundurulduğunda yoğun iş yükleri nedeniyle yargılamaların 2 yıl ve üzeri sürdüğü gözlemlenir. Herhangi bir haksız fiil halinde, sorumlu sigorta bulunuyorsa (İMMS gibi) yargılama süreci çok daha kısa süren farklı bir yol mevcuttur.
Manevi Tazminat Miktarı Nasıl Hesaplanır?
Manevi tazminat miktarının hesabında uygulanabilecek genel-geçer bir formül bulunmamaktadır. Tazminatın hesabında somut olayın özelliklerine göre, zarar verenin ve zarar görenin maddi imkanları göz önüne alınarak ve tazminatın mağdur açısından bir zenginleşme aracı olmasının önüne geçilerek bir tazminat miktarı belirlenir. Tazminat miktarının ne olacağı son derece göreceli kriterlere ve hakimin takdirine bağlıdır. Bu nedenle yargılama süreci tamamlanana kadar manevi tazminat miktarının net olarak belirlenmesi mümkün olamamaktadır.
Sonuç
Haksız fiilden kaynaklanan manevi tazminat talebi; kişilik haklarının zarara uğraması, bedensel bütünlüğün ihlali yahut yakınların ağır bedensel zarar/ölüm olayına uğraması halinde ortaya çıkan bir tazminat türüdür. Manevi tazminatın amacı uğranılan acı keder ve ıstırabın parasal yollarla bir nebze giderilmesini sağlamaktır. Tazminat miktarının hesabı ise son derece göreceli kriterlere bağlı olduğundan, sürecin alanında uzman bir avukat yardımıyla takip edilmesi elzemdir.
Olgun Hukuk- Av. Ümit OLGUN
Tazminat-İdare-Ceza Hukuku Departmanı
Av. Rabia Kıraç
Stj. Av. Mücahit Kaynarca
DETAYLI BİLGİ İÇİN
TELEFON VE WHATSAPP:+90 (553) 048 68 12
MAİL ADRESİ : olgunhukukburosu@gmail.com
Yorumlar (0)