İşyerlerinin büyümesi ve çalışan sayılarının artması ile birlikte işverenlerin üstlendikleri sorumluluklar da artmaktadır. Bu durum endüstrileşmenin ve organize üretimin doğal bir sonucu olmakla birlikte işverenler bakımından önemli riskler barındırmaktadır. Düşünün ki bir işyerinde 3.000 işçi çalışıyor. Her birinin iş kazası geçirme ihtimali işverenin cezai sorumluluğunu ortaya çıkarabilir. İşveren meydana gelen ilk kazadan para cezası alsa ya da cezası ertelense bile bir sonrakinden hapse girmesi muhtemeldir. Hukuk sistemimiz, bu riskin azaltılması, işletmelerin hem işverenler hem de işçiler açısından verimli ve yaşanılabilir bir ortam olması için çeşitli kanunlar ve içtihatlar ortaya koymuştur. İşveren vekili atanması bu yollardan birisidir.
İş Kanunu’nun 2.maddesinde tanımlanan “işveren vekili”, işveren adına hareket eden ve işin, işyerinin ve işletmenin yönetiminde görev alan kişidir. İşveren vekili, işletmenin büyüklüğü ve ihtisas alanlarına göre bir veya birden fazla kişi olabilir. Bu kişiler “fabrika müdürü”, “üretim müdürü”, “satış departmanı sorumlusu”, “mağaza sorumlusu”, “CEO” gibi ünvanlara sahip olabilir. Önemli olan bu görevi yürütebilmek için hem bilimsel altyapı hem de tecrübe olarak yeterli olmalarıdır. Bu husus Yargıtay içtihatları ile düzenlenmiştir.
İşverenler, üzerlerine düşen cezai, idari ve tazmini sorumluluğu atadıkları işveren vekillerine bölüştürebilir ve devredebilirler. Ancak bu durum rastgele birisini hiçbir resmi kayda bağlı olmaksızın atama ile netice vermez. İşveren vekiline sadece sorumluluk verilmemeli, hem belli yetkiler ile donatılmalı hem de işverene verdiği bu hizmetten ötürü ücretlendirilmelidir.
İşveren vekili atanması, sadece işverenleri değil işçileri korumak için de gereklidir. Zira büyük işletmelerde işverenin tüm departmanları kontrol etmesi ve gerekli önlemleri alması zordur. Gerekli önlemler alınmadığında, işçilerin iş kazası geçirme, malul kalma ya da ölüm ihtimalleri artacaktır. İşveren tarafından birimlerin başına yöneticiler tayin edilmesi de tek başına yeterli değildir. Yetki ve sorumlulukla donatılmamış, kaza meydana geldiğinde sorumluluğun tamamen kendisinde olduğunu kavrayamamış bir yetkili alacağı önlemlerde yeterli özeni göstermeyebilir.
Ekonomimizin gelişmesi; sanayi, tarım, enerji ve turizm gibi sektörlerde büyük organizasyonlar kurulmasına bağlıdır. Büyük organizasyonlar kurulması için de iyi bir hukuki altyapı kurulması şarttır. Aksi takdirde ne işletmelerin devamlılığı ne de nitelikli ve kaliteli işgücünün istihdamı uzun vadede mümkün olmayacaktır.
İşveren vekili atanması işlemi hukukçu/uzmanlar kontrolünde yapılması gereken bir iştir. Mevzuata uygun yapılmaması halinde beklenen faydayı sağlamayacağı gibi hiç beklenmedik ağır müeyyidelere de yol açabilir. Hem işverenlere hem de işçilere sağlıklı, üretken ve huzurlu bir iş ortamı dileriz.
Olgun Hukuk – Av. Ümit Olgun
İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Departmanı
DETAYLI BİLGİ İÇİN
TELEFON VE WHATSAPP:+90 (553) 048 68 12
MAİL ADRESİ : olgunhukukburosu@gmail.com
Yorumlar (0)