MİRAS VE KİŞİLER HUKUKU

Muris Muvazaası Nedeniyle Tapu İptal ve Tescili

14 Mayıs 2024 Yorum (0) 533 Görüntüleme
533

Muris muvazaası, mirasbırakanın, mirasçılarının tümünün veya birkaçının mirastan yararlanma haklarını engellemek maksadıyla tereke üzerinde yaptığı mal kaçırma saikli temliklerdir.

Nispi- Mevsuf nitelikli olan muris muvazaasında;

           -Görünüşteki işlem(Sözleşme)

           -Üçüncü kişileri aldatma kastı

           -Muvazaa anlaşması( Sözlü/Yazılı)

           -Gizli işlem(Sözleşme) unsurları bulunmalıdır.

Mirasbırakan gerçekten de taşınmazını devretmek istemekte ancak saklı paylı mirasçıların tenkis davası açma ihtimalini önlemek amacıyla yapacağı karşılıksız kazandırmayı; satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi yaparak perdelemektedir.  Bu durum ise görünüşteki işlem olan satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesini irade ile beyan arasında üçüncü kişileri aldatmak amacıyla bilerek yaratılan uyumsuzluktan dolayı geçersiz kılmaktadır.  Gizli işlem  olan bağışlama ise taşınmaz bağışındaki geçerlilik koşulu olan yazılılık şartını sağlamadığı için geçersizdir. Böylece taşınmaz temliki yolsuz tescil haline gelmektedir.

Muris muvazaası davasını saklı pay sahibi olsun veya olmasın; miras hakkı zedelenen tüm mirasçılar açabilirler ve bu davayı açmakta hukuki yararları vardır. Bu davayı açabilmek için iptal davasının açıldığı zaman mirasçı sıfatına sahip olmak yeterli olup; muvazaa sırasında bu sıfata sahip olunması şartı aranmaz. Muvazaalı işlem hakim tarafından da resen nazara alınır.

Ancak mirası reddeden, miras hakkından feragat eden ve mirastan çıkarılan kimseler muris muvazaası nedeniyle tapunun iptal ve tescilini isteyemez.

Muris muvazaasıyla yapılan işlemler sözleşmenin kurucu şartı olan irade ve beyan arasındaki uyumu sağlamadıklarından dolayı baştan itibaren geçersizdirler. Mirasçıların icazeti sözleşmeyi geçerli kılmaz.  Bunun sonucu olarak muris muvazaası nedeniyle tapu iptal  ve tescil davasını  açmak herhangi bir zamanaşımı ya da hak düşürücü süreye tabi değildir.

Söz konusu muvazaalı işlemlerde yetki, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde olup görevli mahkeme ise HMK 2 uyarınca; dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığına ilişkin davalarda aksine bir hüküm bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesi olduğundan dolayı asliye hukuk mahkemesidir.

Taşınır mallar ve tapusuz taşınmazlarda devir esnasında herhangi bir şekil şartı aranmayıp mülkiyet teslimle geçtiği için muris muvazaası nedeniyle tapu iptal ve tescil davası açılamaz.

İşlemin muvazaalı olup olmadığı hususunda değerlendirme yapılırken;

-Ülke ve yörenin gelenek/ görenekleri,

-Murisin mali durumu itibariyle mal satmaya ihtiyacı olup olmadığı,

-Davalının taşınmazı alacak maddi gücünün bulunup bulunmadığı,

-Temlik işleminin mırasbırakanın ölümüne yakın bir zamanda yapılıp yapılmadığı,

-Satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark,

-Mirasbırakan ile davacı arasında husumet olup olmadığı,

-Terekenin aktif mal varlığının tamamen ne dereceye kadar azaltıldığı noktaları aydınlatılmalıdır.

Satış değeri ile sözleşme tarihindeki gerçek bedel arasında fahiş fiyat farkı bulunması tek başına yeterli olmayıp sayılan diğer hususlarla da desteklenmelidir.

Zorlayıcı, önlenemez nitelikte bir neden (ağır giderler gerektiren ameliyatlar, büyük borçtan kaynaklı ödemeler) olmaksızın terekenin aktif mal varlığının tamamen boşaltılması veya ölüme yakın bir zaman aralığında yapılan satış; mal kaçırmanın ve gizli bağışın eylemsel karinesidir.

Ancak Yargıtay’ın bir çok emsal kararında davacının mirasbırakanın bakım ve yardım ihtiyaçlarını karşılaması, uzun bir süre mirasbırakanı gözetmesi  sonucu murisin davacı mirasçıya minnet duygusuyla yaptığı satışlar muris muvazaası olgusunu sağlamamaktadır. Bu durumlarda dahi mirasbırakanın denkleştirmeyi aşmaksızın hakkaniyetli bir devir yapması gerektiği de dikkate alınmalıdır.

Özellikle ağır hastalık döneminde yapılan uzun süreli bakım ve gözetim Yargıtay tarafından semen olarak kabul edilmektedir.

Özet olarak ‘’ölüm hak miras helaldir’’. Mirasbırakanın, mirasçılarını mirastan yoksun bırakmak ve ölümünden sonra saklı paylı mirasçıların tenkis davası açmasını önlemek için tapuda satış adı altında yaptığı karşılıksız kazandırmalar; sözleşmelerin kurucu şartı olan irade ve beyan arasında uyumu sağlamadığı için geçersiz sayılmakta ve mirasçılara hakkı olan paylarının tesisi için muris muvazaasına dayanarak tapu iptal ve tescil davası açmalarına olanak sağlamaktadır.

Ancak semen sadece maddi karşılık olmayıp mirasbırakanla yaşlılığında veya hastalığında ilgilenerek onun bakımını ve gözetimini sağlayan davalının emekleri de semen kabul edilmekte ve mirasbırakanın minnet duygusuyla yaptığı işlemler yukarıda sayılan muris muvazaası olup olmadığı noktasında değerlendirilen olguları da taşımıyorsa yapılan işlem muris muvazaası olarak addedilmemektedir.                    

OLGUN HUKUK BÜROSU – Av. Ümit OLGUN

Kişiler & Aile & Miras Departmanı

Av. Özge Arık& Stj. Av. Zeynep Ceren

DETAYLI BİLGİ İÇİN

TELEFON VE WHATSAPP:+90 (553) 048 68 12

MAİL ADRESİ: olgunhukukburosu@gmail.com

Yorumlar (0)

Yorum Yaz

E-Posta adresinizi girin ve yorum yazın. * İşaretli alanlar zorunludur.