Meydana gelen trafik kazaları çeşitli yaralanmalara hatta ölümlere yol açabilmektedir. Bu sebeple araç sahibi insanların zorunlu trafik sigortası yaptırması gerekir. Bu zorunlu trafik sigortasının hukuki adı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasıdır. Zorunlu mali sorumluluk sigortasının amacı, motorlu araçların işletilmesi sebebiyle 3. kişilerin uğrayabilecekleri olası zararların tazmin edilmesidir. Zorunlu mali sorumluluk sigortasındaki sözleşmenin tarafları malik ile sigorta şirketidir. Sigorta sözleşmesinin ana muhtevası Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından onaylanan genel şartlara uygun olarak düzenlenmektedir. Ana muhtevanın bakanlıkça onaylanan genel şartlara tabi kılınmasının amacı sigortalının yani sözleşmenin zayıf tarafının korunmasıdır. Çünkü sigorta şirketleri, sözleşmenin güçlü tarafı olması sebebiyle sigorta sözleşmesi yaptırmak isteyen taraf aleyhine, kendisi lehine hükümler koyabilecek ve bu şartları dayatabilecek konumdadır.
Şimdiye kadar, sigorta şirketlerinin tazminat borcunun hesaplanması ZMSS Genel Şartları ekinde yer alan esaslara göre yapılmakta idi. Bu durum ise, Borçlar Kanununun haksız fiile ilişkin hükümlerinde zarar olarak nitelendirilen hususların, genel şartlarda zarar olarak nitelendirilmemiş olması sebebiyle sigorta şirketinin sorumluluk kapsamını daraltmakta ve trafik kazası sonucu bedensel ve maddi zarara uğrayan kimseler sigorta şirketinden tüm zararlarını tahsil edememekte idi. Anayasa Mahkemesinin 9 Ekim 2020 tarihinde Resmi Gazete'de yayınlanan 2019/40 Esas ve 2020/40 Karar numaralı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu m.90da yer alan "Genel Şartlar" ibaresi kaldırıldı. Söz konusu maddenin son hali; "Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanunda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanunda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır." şeklindedir. Bundan böyle, sigorta şirketleri Genel Şartlar'ın arkasına sığınarak eksik tazminat ödemesi yapamayacaktır. Ancak, henüz bu aşamada Sigorta şirketleri Anayasa Mahkemesi kararını tanımak istemeyebilir. Bu sebeple Sigorta şirketine başvuru yapmayı düşünenlerin hukuki destek almasında yarar vardır. Gerçekte meydana gelen zarar ile sigorta şirketinin hesaplamış olduğu zarar arasındaki farkı ise ancak aktüerya hesabını bilen hukukçular tespit etmektedir. Sigorta şirketlerinin denetlenmesi bu açıdan azami derecede önemlidir. Böylece, Anayasa Mahkemesi kararı ile tazminata ilişkin düzenlemelerin ancak kanunla düzenlenebileceği güvence altına alınmıştır.
OLGUN HUKUK BÜROSU – Av. Ümit OLGUN
Tazminat & İdare & Ceza Departmanı
Av. Rabia KIRAÇ & Stj . Av. Özlem USTA
DETAYLI BİLGİ İÇİN
TELEFON VE WHATSAPP:+90 (553) 048 68 12
MAİL ADRESİ : olgunhukukburosu@gmail.com
Yorumlar (0)